vebal ne demek?

Kökeni: Arapça

  1. Günah

    Bu işin vebali büyük.

  2. (en)Consequences of an evil action.
  3. (en)Strafe.

günah

  1. Dinî bakımdan suç sayılan iş veya davranış, vebal
  2. Acımaya yol açacak kötü davranış, yazık.
  3. Sorumluluk, vebal.
  4. Kabahat, hafif suç
  5. Dinin yasakladığı ve işleyenin ceza göreceğini bildirdiği davranışlar.
  6. Cezayı gerektiren amel. Dine aykırı iş. Allah'ın emirlerine uymayan hareket. (Bak: Kebair-Cünha)(Evet günah kalbe işleyip siyahlandıra siyahlandıra ta nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor. Her bir günah içinde küfre gidecek bir yol var. O günah istiğfar ile çabuk imha edilmezse kurt değil belki küçük bir manevi yılan olarak kalbi ısırıyor. Mesela: Utandıracak bir günahı gizli işliyen bir adam, başkasının ıttılaından çok hicab ettiği zaman melaike ve ruhaniyatın vücudu ona çok ağır geliyor. Küçük bir emare ile onları inkar etmek arzu ediyor. L.)
  7. (en)Sinful.
  8. (en)Fault.
  9. (en)Evil.
  10. (en)Wrongdoing.

vebal altında kalmak

  1. Manevi sorumluluk yüklenmek.

vebalı

  1. Vebaya yakalanmış olan.
  2. (en)Stricken with plague.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

vebal altında kalmakvebalıvebalı bölgevebali boynunavebali boynuna olmakvebalini çekmekvebaveba i feresıveba lekesi
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın