upheave ne demek?
- Zorla yukan kaldırmak
- Yükseltmek, kaldırmak, yükselmek
zorla
- Zor kullanarak, cebren, zecren, metazori
- İstemeyerek, isteksiz olarak, zoraki
At the point of the bayonet.
Constrainedly.
By force.
Forcibly.
Hard.
Hardly.
Only just.
Perforce.
upheaval
- Büyük değişiklik
- Karışıklık, ayaklanma
- Devrim
- Yükselme, kabarma
upheld
- Uphold.