tutunmak ne demek?

  1. Tutup bırakmamak, dayanmak, sarılmak veya asılmak

    Evinin bahçesinin kapısını açtım ve kapanmayan panjurlarına tutunarak odasına girdim.

    M. Ş. Esendal
  2. Aynı yerde ve durumda kalmak, direnmek, dayanmak.
  3. Kendini kabul ettirmek, kendine bir yer sağlamak.
  4. Kendi üzerine koymak, kullanmak.
  5. Sataşmak, çıkışmak

    ... anam sabahleyin evine giden Naime adındaki kıza tutunmuş. İkisini de ağlatıncaya kadar söylemiş.

    M. Ş. Esendal
  6. (en)Get a toe-hold.
  7. (en)Hold on to.
  8. (en)Cling.
  9. (en)Get a grip.
  10. (en)Hang on.
  11. (en)Catch.
  12. (en)Fasten on.
  13. (en)To hold.
  14. (en)To take hold.
  15. (en)To get along well.
  16. (en)To hold out/on.
  17. (en)To hang on.
  18. (en)To endure.
  19. (en)To catch on.
  20. (en)To take on.
  21. (en)To last.
  22. (en)To grab hold of.
  23. (en)To hold on to.
  24. (en)To hang on to.
  25. (en)To cling to.
  26. (en)To get firmly established in a place.
  27. (en)To clutch sth / sb.
  28. (en)Catch on.

tutunma

  1. Tutunmak işi.
  2. (en)Grabbing.
  3. (en)Holding on to.
  4. (en)Hanging on to.
  5. (en)Clinging to.

tutunma antijeni

  1. Parazit tarafından meydana getirilen hem konak hem de parazitte ortak olan fakat genetik olarak parazit orijinli olan antijen, eklips antijen.
  2. (en)Eclipsed antigen.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

tutunmatutunma antijenitutunma filizitutunma noktasıtutunmamaktutuntutuna tutunatutunacak yertutunantutunçtutututu alantutu bankasıtutu belgesitutu belgiti
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın