tutulmak ne demek?

  1. Tutma işi yapılmak veya tutma işine konu olmak

    Bir yazıhane kiralanmış, aylıkla bir otomobil tutulmuştu.

    E. E. Talu
  2. Ay ve güneş tutulma olayına uğramak.
  3. Ünlü olmak, meşhur olmak.
  4. Tutuk duruma gelmek.
  5. Bir organı işleyemez olmak

    Konuşmak için dilim, yazmak için kalemim tutuldu.

    F. R. Atay
  6. Birine tutkun olmak, sevmek.
  7. Bir işe veya birine canı sıkılmak

    Sen filozof geçinen ukala bir adama benzersin. Bak, ben böyle şeylere fena tutulurum.

    H. Taner
  8. Yakalanmak

    Hastalığa tutulduğu sıralarda bir sabun fabrikasında çalışıyordu.

    N. Cumalı
  9. Oyuncunun söyleyeceklerini unutması.
  10. (en)Have a crush on smb.
  11. (en)Be held.
  12. (en)Be taken.
  13. (en)Be at a premium.
  14. (en)Be in a request.
  15. (en)Make a hit.
  16. (en)Attack.
  17. (en)Attaint.
  18. (en)Catch on.
  19. (en)Come in.
  20. (en)Come up.
  21. (en)Drop.
  22. (en)Be enamored of.
  23. (en)Be enamoured of.
  24. (en)Go into.
  25. (en)Incur.
  26. (en)Indulge.
  27. (en)Smite.
  28. (en)Be smitten with.
  29. (en)Stiffen.
  30. (en)Be stuck.
  31. (en)Be stuck on.
  32. (en)Click.
  33. (en)To be caught.
  34. (en)To be eclipsed.
  35. (en)To have a cramp.
  36. (en)To fall in love with.
  37. (en)To be affected.
  38. (en)To be held.
  39. (en)To fall for.
  40. (en)To fall/be in love with.
  41. (en)To catch on.
  42. (en)To click.
  43. (en)To become stiff.
  44. (en)To be stiff.
  45. (en)To go down with sth.
  46. (en)To be held / caught.
  47. (en)To become popular.
  48. (en)To get stiff.
  49. (en)To become tongue-tied.
  50. (en)To get caught (in a storm.
  51. (en)Gone on.
  52. (en)Dry-up.
  53. (fr)Avoir un trou

tutulma

  1. Bir gök cisminin, araya başka bir cismin girmesiyle bütününün veya bir bölümünün görünmez duruma gelmesi olayı.
  2. Tutulmak işi, popülarite.
  3. Gözlemciye göre iki gökcisminden birinin öbürünü örtmesi. Ay'ın Güneş'i örtmesi (güntutulması), Yer'in Ay'ı örtmesi (Aytutulması).
  4. (en)Popularity.
  5. (en)Rating.
  6. (en)Being held.
  7. (en)Eclipse.
  8. (en)Being held / caught.
  9. (en)Immersion.
  10. (fr)Éclipse

tutulma dönemi

  1. Virüsün enfekte ettiği hücrede gerçekleşen ve viral soyunma aşamasıyla tomurcuklanma aşaması arasında kalan, virüsün enfektif olmadığı dönem, eklips dönemi.
  2. (en)Eclipse period.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

tutulmatutulma dönemitutulma evreleritutulmalı konformasyontutulmalı konoluşumtutulamaktutulantutulan balık miktarıtutulan çerçevetutulan plaklar listesitutututu alantutu bankasıtutu belgesitutu belgiti
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın