trace ne demek?

  1. Izlemek: izini araştırıp bulmak
  2. Iz sürmek, izini sürmek
  3. Iz, işaret
  4. Çizmek, tasarlamak
  5. Dayandırmak, dayanmak
  6. Ayrıntıları ile tanımlayarak aslını göstermek
  7. Ormanda patika
  8. Şeffaf kağıt üzerinden kopya etmek
  9. Oymak, hakketmek: geçmek
  10. Azıcık şey, zerre, az miktar
  11. Izinden gitmek
  12. Arabanın koşum kayışı
  13. Hafif çizgi
  14. Bırakılan ipuçları (birini) (belirli bir yere) kadar götürmek

    They traced the Nile to its source. / Nil'i izleyerek kaynağını buldular.

  15. Kopya etmek
  16. (bir olayın tarihini) (belirli bir süre boyunca) safha safha vermek

    This book traces the history of the Ottoman sultanate from its beginning to 1566. / Bu kitap Osmanlı saltanatının tarihini başlangıcından 1566'ya kadar safha safha veriyor.

  17. (geçmişte belirli bir zamana kadar) saptamak; (bir ailenin silsilesi) (geçmişte belirli bir zamana kadar) uzanmak

    They've been able to trace their family tree back to the Tanzimat era. / Şecerelerini Tanzimat devrine kadar saptayabildiler.

trace amount

  1. Eser miktar

trace code

  1. İzleme kodu

Türetilmiş Kelimeler (bis)

trace amounttrace codetrace elementtrace elementstrace logtrace mineralstrace of a matrixtrace off strap patterntrace overtrace programtrabanttrabeate atedtrabeatedtrabeculatrabeculae
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın