tolerate ne demek?
- Tahammül etmek
- Müsamaha etmek, katlanmak, dayanmak, göz yummak, hazmetmek
- Menetmemek, müsamaha etmek, hoş görmek, yapılmasına müsaade etmek, katlanmak
tahammül
- Nesne, güçlü, zorlayıcı dış etkenlere karşı koyabilme, dayanma.
- İnsanın kötü, güç durumlara karşı koyabilme gücü, kaldırma, katlanma
- Yüklenmek. Bir yükü üstüne almak.
Tolerance.
Patience.
Endurance.
Resistance.
Fortitude.
Hardihood.
Hardiness.
tolerate to
- tolerans göstermek
toleration
- Izin, müsaade, hoşgörü, tolerans
- Müsaade, müsamaha, hoşgörü
- Tahammül, sabır
- Yapılmasına müsaade etme
- Dini işlerde fikir farkını hoş görme.