tie ne demek?

  1. Bağlamak, düğümlemek, evlendirmek, sınırlamak, berabere kalmak, eşit oy almak

    They tied him to a tree: Onu bir ağaca bağladılar.

  2. Bağlamak.

    They've learned how to tie their shoelaces: Ayakkabılarını bağlamayı öğrendiler.

    Let me tie my tie: Kravatımı bağlayayım.

  3. In with: ile ilişkisi olmak
  4. Bağ, düğüm
  5. Kravat, boyun bağı
  6. Berabere kalmak.

    Beşiktaş tied Galatasaray: Beşiktaş, Galatasaray ile berabere kaldı.

  7. Rabıta, bağlantı, kayıt
  8. Kravat, boyunbağı. Bağ, bir şeyi başka bir şeye tutturmak için kullanılan nesne. Bağ, bağlantı

    The ties that had bound them together began to loosen: Onları birbirine bağlayan bağlar çözülmeye başladı.

  9. Fiyonga
  10. Bir binanın kısımlarını tutan lata veya demir kuşak
  11. Demiryolu traversi
  12. Müz
  13. (-d, tying) bağlamak, raptetmek
  14. Düğümlemek
  15. Birleştirmek, bitiştirmek

tie bar

  1. Bağlantı çubuğu, gergi çubuğu

tie beam

  1. Kiriş

Türetilmiş Kelimeler (bis)

tie bartie beamtie breaktie breakertie breakingtie cliptie downtie intie in bunchestie in saletiti borusuti disappearti işaretiti plazmidi
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın