tevazu ne demek?

Kökeni: Arapça

  1. Alçak gönüllülük

    Tevazu üzerine geçen hafta yazdığım yazının bir çeşit devamıdır, bu haftaki yazı.

    H. Taner

    Bilhassa tevazusu ile herkesin hürmet ve muhabbetini kazanmıştı.

    N. F. Kısakürek
  2. Gösterişsizlik.
  3. Kibirsizlik. Mahviyet hali. (Bak: Küfran-ı nimet)(Her adam için, hey'et-i içtimaiyede görmek ve görünmek için mertebe denilen bir penceresi vardır. O pencere kamet-i kıymetinden yüksek ise, tekebbür ile tetavül edecek; eğer kamet-i kıymetinden aşağı ise, tevazu' ile tekavvüs edecek ve eğilecek. Ta, o seviyede görsün ve görünsün. İnsanda büyüklüğün mikyası, küçüklüktür; yani, tevazudur. Küçüklüğün mizanı büyüklüktür; yani, tekebbürdür. M.)
  4. (en)Modesty.
  5. (en)Humbleness.
  6. (en)Humility.
  7. (en)Unpretentiousness.
  8. (en)Nobleness.
  9. (en)Submission.
  10. (en)Modest.
  11. (en)Lack of conceit.
  12. (en)Modesty alçakgönüllülük.

alçak

  1. Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı.
  2. Aşağı olan, yüksek olmayan (yer)
  3. Kısa (boy).
  4. Bile bile en kötü, en ahlaksızca davranışlarda bulunan, aşağılık, soysuz, namert, rezil, hain.
  5. Mec. Deni, sefil.
  6. Hafif çıkan ses.
  7. (en)Short.
  8. (en)Vile.
  9. (en)Cowardly.
  10. (en)Base.

tevazukar

  1. Tevazulu, alçak gönüllü. (Osmanlıca'da yazılışı: tevazu'kâr)

tevazulu

  1. Tevazu içinde, alçak gönüllü, uysal

Türetilmiş Kelimeler (bis)

tevazukartevazulutevazusuztevazitevazüftevateva companyteva pharmaceutical tevabitevabil
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın