tesviye ne demek?
- Düz duruma getirme, düzleme.
- Ödeme, verme.
- Hükûmetçe bir yere gönderilen erlere verilen ve bilet yerine geçen kâğıt.
- Bk. eşdüzeltim
- Seviyelendirme. Düzleme. Beraber etme. İki şeyi müsavi etme.
 Levelling. Levelling.
 Grading. Grading.
 Smoothing. Smoothing.
 Arraignment. Arraignment.
 Arrangement. Arrangement.
 Leveling. Leveling.
 Flattening. Flattening.
 Planing or evening a surface. Planing or evening a surface.
 Paying. Paying.
 Discharging. Discharging.
 Satisfying. Satisfying.
 Resolving. Resolving.
 Settling. Settling.
 Lapping. Lapping.
 Adjustment. Adjustment.
 Remittance. Remittance.
 Finish. Finish.
eşdüzeltim
- 1-Yapım işlemlerini kolaylaştırmak için ayrı düzeylerdeki toprak parçalarının, kazarak, toprağı başka yere taşıyarak aynı düzeye getirilmesi işi. 2 - Yeryüzünde bulunan ya da yeryüzüne yakın olan noktaların düşey doğrultudaki uzaklıklarının ölçülmesi işi.
 Levelling, contouring. Levelling, contouring.
 Nivellement Nivellement
tesviye aleti
- Düzeç.
 Air level. Air level.
tesviye etmek
- Düzlemek.
 To smooth. To smooth.
 To flatten. To flatten.
 To level. To level.
 To grade. To grade.
 To plane. To plane.
 To even. To even.
 To grind. To grind.
 To shave. To shave.
 To pay. To pay.
