tecavüz etmek ne demek?

1. Başkasının hakkına el uzatmak.
2. Saldırmak, hücum etmek; aşmak, geçmek.

   Bu adam canımı sıkacak bazı şeyler söyledi sonra eliyle tecavüz etti.

   R. N. Güntekin

3. Namusa sataşmak.

   Burada kadınlar erkeğe tecavüz ediyorlar.

   A. Gündüz

4. Aşmak, geçmek.
5. Overstep.
6. [tecavüz etmek] rape, attack, abuse, aggress, assault, break into, encroach, encroach on, entrench upon, impinge, infringe, interfere with, intrude, outrage, ravish, shame, trench on, trench upon, violate.
7. Rape, attack, abuse, aggress, assault, break into, encroach, encroach on, entrench upon, impinge, infringe, interfere with, intrude, outrage, ravish, shame, trench on, trench upon, violate.
8. Trespass.

tecavüz etme

1. Violation.

tecavüz eden adam

1. Rapist

etmek

1. Bir işi yapmak
2. Bir durumu ortaya çıkarmak.
3. "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
4. Bulmak, erişmek
5. Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
6. Herhangi bir değerde olmak
7. Vermek.
8. Eşit değer kazanmak.
9. Step.
10. Say.

Türetilmiş Kelimeler (bis)