tavlamak ne demek?

  1. Karşı cinsin gönlünü çelmek, kandırıp elde etmek

    Hiçbir namuslu insan kendisine gönül vermiş bir kızdan, tavladım, diye söz etmez.

    O. Kemal
  2. İşlenilecek bir nesneye gereken ısıyı veya nemi sağlamak, tav vermek.
  3. Yolsuz ve kolay kazanç umudu vererek dolandırmak.
  4. Ümit vererek kandırmak, kendine bağlamak, aldatmak.
  5. (en)Puddle.
  6. (en)Temper.
  7. (en)To bring to its best condition.
  8. (en)Attemper.
  9. (en)To swindle.
  10. (en)To anneal.
  11. (en)To dampen.
  12. (en)To chat up.
  13. (en)To try and pick up.
  14. (en)To try and get off with.
  15. (en)To cajole sb.
  16. (en)To coax sb.
  17. (en)To fatten.
  18. (en)To trick.
  19. (en)To hoodwink.
  20. (en)To bamboozle.
  21. (en)To pull the wool over sb's eye.
  22. (en)To now.
  23. (en)To beguile.
  24. (en)To charm.
  25. (en)To heatat.
  26. (en)To fry.
  27. (en)To roast.

tavlama

  1. Tavlamak işi.
  2. Semirtme.
  3. Çeliklerin, sünekliğini artırmak için, genellikle ostenitleme bölgesinde ostenitlenip, ayarlı ve yavaş olarak soğutulması işlemi.
  4. Isıtmaya verilen genel ad.
  5. (en)Annealing.
  6. (en)Tempering.
  7. (en)Heat treatment.
  8. (en)Dampening.
  9. (en)Bomboozling.
  10. (en)Annealing process.

tavlama derecesi

  1. Demir çelik işletmelerinde kütük demirin şekillendirilmesi veya haddelenmesi için en uygun ısı ve nem oranı.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

tavlamatavlama derecesitavlama fırınıtavlama firinitavlama sıcaklığıtavlatavla atmaktavla oyunutavlacıtavlacılıktavl
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın