take a seat ne demek?
- Oturmak
oturmak
- Vücudun belden yukarısı dik duracak biçimde ağırlığı kaba etlere vererek bir yere yerleşmek
- Bu biçimde yerleştiği yerde kalmak
- Uygun gelmek, ölçüleri tam olmak
- Bir yerde sürekli olarak kalmak, ikamet etmek
- Hiçbir iş yapmadan boş vakit geçirmek, boş durmak.
- Toprak veya yapı çökmek, aşağı inmek.
- Biriyle beraber yaşamak
- Bir işi yapmakta olmak, bir işe başlamak üzere olmak
Sit down.
Be seated.
take a share in
- Katılmak
take a shine to
- Dili (birinden) hoşlanmak.
a
- Ülke, kurum ve yatırım araçlarının yüksek güvenilirlik aralığını gösteren ve derecelendirme kuruluşu tarafından verilen not. A'nın sayıları arttıkça güvenilirlik derecesi yükselir; işaret değişiklikleri her bir konum için olumlu veya olumsuz gelişmelere işaret eder (AA, AAA, A+, AA- vb).
- Yunanca yokluk ifade eden ön ek.
- Amper.
- Anot.
- Angström.
- Argon simgesi. (II)
- Kazanılmış bağışıklık yetmezlik sendromu.
- Bk. adres çözünümü iletişim kuralı
AIDS.
Association of Research-based Pharmaceutical Companies.
seat
- Kokmak.
- Oturtmak, yerleştirmek, almak (salon), oturağını tamir etmek, oturma yerini onarmak, kıçını tamir etmek (pantolon), yerine oturtmak
- Oturulacak yer, iskemle, sandalye
- Insan kıçı
- Yer, mahal, mevki, kürsü
- Merkez, konut
- Meclis veya borsada üyelik hakkı
- Oturuş
- Mak
Türetilmiş Kelimeler (bis)
take a share intake a shine totake a shine to smbtake a shine to smb.take a short cuttake a backtake a back seattake a bad turntake a bashingtake a bathtaketake a bearingtake a beatingtake a bite of s.t.take a breaktaktak çevirtak ı zafertak polimeraztak takaa 1a alfa lipoproteinemia b basımıa b c basımıa b dizilemesia b sarmasıa bad hata bad marka bad sailorababaaba güreşiabacıabacılık