sulu ne demek?

  1. Suyu olan, içinde su bulunan, koyu karşıtı

    Eczanede acaba nane suyu yahut zararsız bir sulu ilaç var mıdır?

    R. N. Güntekin
  2. Suyu çok olan

    Onun getirdiği kızarmış eti, şarabı, iri ve sulu elmaları acele yuttu.

    Ö. Seyfettin
  3. İçine su katılmış, sulandırılmış olan.
  4. Yersiz şakalar yapan, söz ve davranışları ile çevresini tedirgin eden veya gereksiz iltifatlarda bulunan (kimse)

    Ben diyor, akşamdan beri onu kolluyorum. Bilirim sarhoşluğu suludur.

    M. Ş. Esendal
  5. Su molekülleri ile kuşatılmış, hidratlanmış.
  6. (en)Member of the most prominent tribe of the Moro tribes, occupying the Sulu Archipelago; also, their language.
  7. (en)Watery.
  8. (en)Juicy.
  9. (en)Moist.
  10. (en)Hydrated.
  11. (en)Hydrous.
  12. (en)Aqueous.
  13. (en)Sassy.
  14. (en)Saucy.
  15. (en)Sloppy.
  16. (en)Weak.
  17. (en)Lush.
  18. (en)Pappy.
  19. (en)Ripe.
  20. (en)Runny.
  21. (en)Slushy.
  22. (en)Smarmy.
  23. (en)Soft.
  24. (en)Soupy.
  25. (en)Succulent.
  26. (en)Washy.
  27. (en)Saucily.
  28. (en)Dilute.
  29. (en)Facetious.
  30. (en)Familiar.
  31. (en)Fresh.
  32. (en)Frivolous.
  33. (en)Gross.
  34. (en)Mellow.
  35. (en)Perky.
  36. (en)Pert.
  37. (en)Soggy.
  38. (en)Enhydrous.
  39. (en)Thin.
  40. (en)Silly.
  41. (en)Sappy.
  42. (en)Fluid.
  43. (en)Importunate.
  44. (en)Too familiar.
  45. (en)Watered down.
  46. (en)Sb who makes stale.
  47. (en)Annoying jokes.
  48. (en)Overly familiar.
  49. (en)Aqueus.
  50. (en)Wishy washy.

sulu ağız

  1. Üç günlükten küçük kuzularda Escherchia coli enfeksiyonunda salya akıntısı, fiziksel çöküntü, iştah kaybı ve şirdende gaz toplanmasıyla belirgin olan hastalık.
  2. (en)Watery mouth.

sulu alkol içmek

  1. (en)Grog.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

sulu ağızsulu alkol içmeksulu ayrışımsulu bileşimsulu boyasulu çamursulu çamur gibisulu çimento yapmaksulu çorbasulu çözeltisulsulasula bassanasula piscatorsulahfat
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın