substitution frontier ne demek?

  1. Ikame sınırı

ikame

  1. Yerine koyma, yerine kullanma.
  2. Ayağa kaldırma, ayakta durdurma.
  3. Dava açma.
  4. Yerine konulan, yerine geçen.
  5. Yerine koyma ya da kullanma.
  6. Bir mal veya üretim faktörünün diğer bir mal veya üretim faktörü yerine kullanımı.
  7. Bk. yerdeşim
  8. 1) (kalıt töresi = mîrâs hukuku'nda:) a) ale'l-âde ~:yedek harcama. b) fevka’l-âde ~: son kalıtçı atama. 2) (vekillik sözleşmesinde:)başkasını kendi yerine geçirme.
  9. Oturtmak. Mukim olmak. Yerleştirmek. İskan eylemek. Bulundurmak. Meydana koymak. Vücuda getirmek. Dava açmak. Ayağa kaldırmak. Kıyam etmek.
  10. (en)Substitution.

substitution

  1. Bir başkasının yerini alma
  2. İkame, vekil tayin etme
  3. Yerini alan şey, yer değiştirme
  4. Bkz. substitüsyon
  5. Başka bir şeyin yerine kullanma
  6. Bir başkasının yerine koyma
  7. Yerine koyma, yerine geçme

substitution cipher

  1. ornatımla kriptolama
  2. Ornatımla kriptolama

frontier

  1. Hudut bölgesi
  2. Hudut, sınır
  3. Yerleşilmemiş bölge
  4. İlimde keşif sahası
  5. Boş bölge

Türetilmiş Kelimeler (bis)

substitutionsubstitution ciphersubstitution effectsubstitution measurementsubstitution mutationsubstitution productsubstitution reactionsubstitution reactionssubstitutionalsubstitutingsubstitutabilitysubstitutablesubstitutesubstitute forsubstitute for tofrontierfrontier customs officefrontier filmfrontier postfrontier tradefrontiersmanfrontierswomanfrontfront axlefront benchfront bencherfront brakefrondfrondefrondedfrondosusfrondozus
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın