stubby ne demek?
- Kütük gibi, güdük
- Kısa ve kalın
- Tıraşı gelmiş
- Fırça gibi, anızlı
- Ağaç kökleri ile dolu
kütük
- Resmî kayıt defteri, ana defter.
- Nüfus kütüğü.
- Kütük demir.
- Görgüsüz, kaba kimse
- Kalın ağaç gövdesi
- Kesilmiş ağaç gövdesi
- Kesimden sonra ağaç gövdesinin toprakta kalan bölümü
- Asma fidanı
- Bk. yazaç
- Bk. yazımlı veri
stubbed
- Dip parçası olarak kalmış
- Köke benzer
- Kütükleri çok
- Kısa ve küt.
stubbiness
- Kısalık