straight edge ne demek?

  1. Kıl cetvel, düz mastar

straight eye

  1. Göz kararı

straight ahead

  1. Dosdoğru

edge

  1. Yavaş yavaş sokulmak
  2. Kenar yapmak
  3. Yavaş yavaş ilerletmek
  4. Yan yan gitmek, sokulmak
  5. Kenar, ağız
  6. Ayrıt
  7. Keskinlik
  8. Sınır, hudut
  9. Avantaj, üstünlük
  10. Yanaşmak, yaklaşmak

Türetilmiş Kelimeler (bis)

straight eyestraight aheadstraight and narrowstraight anglestraight as a diestraight awaystraightstraight backedstraight bondstraight collecting tubulestraight downstrabikstrabismstrabismicstrabismometerstrabismusedgeedge angleedge awayedge calendaredge catalogedge currentedge detectionedge discontinuityedge effectedge envelopeEDGedgamedgaredgar allan poeedgar d tillyer
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın