scruples ne demek?
- Vicdan azabı
- Pişmanlık, esef
vicdan
- Kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine dolaysız ve kendiliğinden yargılama yapmasını sağlayan güç
- Bk. törel bilinç
- Kalpteki iyilik hissi
- Bk. bulunç
Remorse.
Scruple.
Conscience bulunç.
Casuist.
Qualm.
Conscience.
scruple
- Vicdanı elvermeme
- Tereddüt
- 1,296 gramlık eczacı tartısı
- Az miktar
- Vicdanı elvermemek
- Tereddüt etmek
- Vicdanı elvermemek, tereddüd etmek
scrupulosity
- Kesinlik, doğruluk
- Sıkılık, sıkışıklık
- Açıklık
- Hatasızlık
- Ahlak, ahlaki prensiplere bağlı olma vasfı