sarad ne demek?
- Yer bağırsağı.
yer
- Yerküre.
- Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân
- Gezinilen, ayakla basılan taban
- Bulunulan, yaşanılan, oturulan şehir, kasaba, mahalle
- Durum, konum, vaziyet.
- Ülke, bölge.
- Görev, makam
- Önem.
- Dışarıdaki çevirimlerin gerçekleştirildiği uzay.
- Bk. bölge
sara
- Zaman zaman kendini kaybederek olduğu yere düşme, vücutta şiddetli çırpınmalar ve ağız köpürmesi ile ortaya çıkan bir sinir hastalığı, tutarak, tutarık, tutarga, yilbik.
- Bk. tutarık
- Hz. İbrahim'in hanımı.
- Halis, katkısız, temiz.
- Tıb : Bir nevi baygınlık hastalığı.
- Osmanlıca'da yazılışı: sar'a.
- Sararmış hanzal otu.
Falling sickness.
Epileptic fit.
The Superfund Amendments and Reauthorization Act 42 U S C 9601 et seq.
Sara hastalığı
- Beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal ve aşırı elektriksel deşarjların yol açtığı nöbetlerle belirgin kronik bir hastalık, epilepsi.
Epilepsy.