sapıtmak ne demek?
- Ruhsal bir düzensizlik içine düşmek.
- Şaşırmak
Feride, senin kaşların lakırtılarına benziyor, güzel güzel, ince ince başlıyor, fakat sonra yolunu sapıtıyor.
R. N. Güntekin - Saçmalamaya başlamak.
- Aklını bozmak.
To go off one's head.
To talk nonsense.
To lead astary.
To go astary.
To go nuts.
To lose one's bearings.
To drivel.
To go crazy.
sapıtma
- Sapıtmak işi.
Aberration.
sapıtmaağacı
- Mezarda, toprağın ölünün üzerine akmamasını sağlayan ağaç. (Yakaköy *Gelendost -Isparta)