sıkı sıkıya sarılmak ne demek?
Stick to.
stick
- Saplamak
- Yapıştırmak, yapışmak
- Batmak (iğne, diken)
- Delmek
- Batırmak
- Sokmak
- Çakmak
- Saplanıp kalmak, hareket edememek, kopmamak
- Tahta parçası, değnek, baston, çubuk sopa, ağaç, sırık, tahta
- Sıkışmak; takılmak
sıkı
- Disiplin
- Zorlayıcı durum
- Ağızdan dolma ateşli silahlarda, barut ve kurşunun üstünden namluya sokulup bastırılan bez ve kağıt parçaları vb. şeylerin tümü
- Güçlü ve çabuk, hızlı
- Dar
- İyice sıkıştırılmış, doldurulmuş, tıkız, gevşek olmayan.
- Zorlu, güçlü ve etkili
- Dikkatli, titiz ve göz yummadan uygulanan
- İlkelerine çok bağlı, hoşgörüsü olmayan, katı.
- Yoğun
sıkı ağızlı
- Gizli kalması gereken şeyleri başkasına söylemeyen, sır tutabilen ketum
Reticent.
kıya
- Adam öldürme suçu, cinayet.
- Düz yer, arz-ı müstevi. (Osmanlıca'da yazılışı: kıy'a)
- Erkek dişiye aşmak.
Mince, chop up, sacrifice, sliver, hack.
sarılmak
- Sarma işi yapılmak
- Bir şeyin üzerine bir veya birkaç kez dolanmak.
- Kollarını dolamak, kucaklamak
- Bütün gücü ile ele almak.
- Hemen yapmaya koyulmak, girişmek
- Büyük bir istekle kendini vermek, benimsemek
Give a hug.
Clasp.
Cuddle.
Be wrapped.