sürgün vermek ne demek?
Shoot forth, shoot.
shoot
- Atmak, avlamak, vurmak, çekmek [fot.], fırlatmak, ateş etmek, öldürmek, şut çekmek, atış yapmak, çekmek, çekim yapmak, hızla geçmek, iğne yapmak, aşı yapmak, sürgün vermek, filizlenmek, yuvarlanmak (varil vb.), perdahlamak (kereste), avlanmak, fırlama
- (shot shooting) atmak, fırlatmak
- Ateş etmek
- Out ile (filiz) sürmek
- Silâhla öldürmek veya yaralamak, vurmak
- (sekstantla) ölçmek
- Akıntı ile geçmek
- Üzerinden hızla geçmek
- Fotoğraf çekmek
- Içine başka renk karıştırmak
sürgün apikal meristem
- Sürgün ucu içinde yer alan farklılaşmış doku.
Shoot apical meristem.
Apical méristème de la tige
sürgün avı
- Sürek avı.
Battue, beat, blood sports, surround.
vermek
- Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
- Bırakmak veya bağışlamak
- Ondan bilmek, atfetmek
- Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
- Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Herhangi bir duruma yol açmak
- Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
- Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
- Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
Bring.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
sürgün apikal meristemsürgün avısürgün avına çıkmaksürgün avına gitmeksürgün edilmişsürgünsürgün edilmiş kimsesürgün etmesürgün etmeksürgün gitmeksürgüsürgü ateşisürgü düzenisürgü geçirmeksürgü koluvermekvermek istememekvermeverme aralığıverme durumuverme hedefiverme kaynağıverver kaçver yiyeyim, ört uyuyayım gözle, canım çıkmasınveraveracious