sönmek ne demek?

  1. Yanmaz, aydınlatmaz, parlamaz olmak

    Son yıldız vadinin üstünde bir yanıp bir sönüyordu.

    T. Buğra
  2. Parlaklığını, ışığını yitirmek.
  3. Hava veya başka bir gaz ile şişirilmiş bir şeyin havası kaçıp şişkinliği inmek.
  4. Yanardağ etkinliğini yitirmek.
  5. Duygular dinmek, yatışmak, etkisini yitirmek

    Öfkeleri bir yaz fırtınası gibi birdenbire sönüverdi.

    Ö. Seyfettin
  6. Gerilemek, parlaklık ve önemini yitirmek

    Münakaşa tekrar eski hızını alamayarak biraz sonra söndü.

    R. N. Güntekin
  7. Ses duyulmaz olmak.
  8. Tükenmek, yok olmak, yitmek

    Esmer lekeler, sönmüş sivilcelerden arta kalan çukurlar, kabarcıklar yüzünü yayık ayranına çevirmiş.

    S. Birsel
  9. (en)To die down.
  10. (en)To go out.
  11. (en)To fade.
  12. (en)To go flat.
  13. (en)To diminish.
  14. (en)To lose its lustre.
  15. (en)To loose its attractiveness.
  16. (en)To lose one's vitality.
  17. (en)To go into a decline.
  18. (en)To grow faint.
  19. (en)Quench.
  20. (en)Be extinguished.
  21. (en)Go out.
  22. (en)Go off.
  23. (en)Die down.
  24. (en)Die away.
  25. (en)Burn out.
  26. (en)Be on the wane.
  27. (en)Deflate.
  28. (en)Wane.
  29. (en)Wither.

sönmekte olan ateş

  1. (en)Embers.

sönme

  1. Sönmek işi.
  2. (en)Remission.
  3. (en)Dieing down.
  4. (en)Going out.
  5. (en)Fading out.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

sönmekte olan ateşsönmesönme açısısönmemeksönmemiş kireçsöndürsöndüreceksöndürgesöndürmesöndürme burususöbesöbe penceresöbeksöbüksöbüktekin
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın