rüşvet ne demek?

  1. Yaptırılmak istenen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için bir kimseye mal veya para olarak sağlanan çıkar

    Bu zat rüşvetin, hediyenin korkunç bir düşmanıymış!

    Ö. Seyfettin
  2. Bk. yedirim
  3. Kanunen bir iş gördürmek gayesi ile vazifeli olan kimseye, gayr-i meşru olarak verilen para vesair menfaat ve fayda.
  4. (en)Bribe.
  5. (en)Bribery.
  6. (en)Corruption.
  7. (en)Palm oil.
  8. (en)Palm grease.
  9. (en)Inducement.
  10. (en)Backhander.
  11. (en)Boodle.
  12. (en)Douceur.
  13. (en)Graft.
  14. (en)Kickback.
  15. (en)Payoff.
  16. (en)Pay-off.
  17. (en)Back hander.
  18. (en)Secret commission.
  19. (en)Gravy.
  20. (en)Golden / silver key.
  21. (en)Manche present.
  22. (en)Meed.
  23. (en)Slush money.
  24. (en)Payola.
  25. (en)Corrupt practices.
  26. (en)Price.
  27. (en)Protection money.
  28. (en)Slush fault.
  29. (en)Subornation.
  30. (en)Sweet.

yedirim

  1. Bir memurun görevine bağlı bir iş için yasa dışı bir para, mal ya da çıkar sağlaması.
  2. (en)Bribery, corruption, subornation.
  3. (fr)Corruption

rüşvet almak

  1. Rüşvet olarak verilen parayı ya da malı kabul etmek.
  2. (en)[rüşvet almış] adj. bribed.

rüşvet güverte

  1. Yolcu gemilerinde filikaların üzerine oturtulduğu kalastraların bulunduğu güverte.
  2. (en)Spar deck

Türetilmiş Kelimeler (bis)

rüşvet almakrüşvet güverterüşvet vermekrüşvet yediren kimserüşvet yemekrüşvet yemezrüşvetçirüşvetçilikrüşvetle elde etmekrüşvetle etkileyen kimserüşarüşanrüşdrüşd ü irşadrüşdı
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın