popish ne demek?
- Katolik [kötü]
- Aşağ
katolik
- Roma kilisesinin kendine verdiği ad.
- Hristiyanlığın mezheplerinden biri.
- Katolik mezhebinden olan kimse.
- Fr: Hıristiyanlardan bazılarınca Hz. İsa'nın (A.S.) vekili telakki ettikleri papanın reisliği altında Hıristiyanlıkta bir mezheb ve bu mezhabe bağlı olanlar.(Ehl-i bid'a, dinsizliklerine ve ilhadlarına şöyle bir bahane buluyorlar. Diyorlar ki: "Alem-i insaniyetin müteselsil hadisatına sebep olan Fransız ihtilal-i kebirinde, papazlara ve rüesa-yı ruhaniyeye ve onların mezheb-i hassı olan Katolik mezhebine hücum edildi ve tahrib edildi. Sonra çoklar tarafından tasvib edildi. Frenkler dahi, ondan sonra daha ziyade terakki ettiler?.."Elcevap: Bu kıyasın dahi, evvelki kıyaslar gibi farkı zahirdir. Çünkü: Fransızlarda, havas ve hükümet adamları elinde çok zaman din-i hıristiyani, bahusus Katolik mezhebi bir vasıta-i tahakküm ve istibdat olmuştu. Havas, o vasıta ile nüfuzlarını avam üzerinde idame ediyorlardı. Ve "serseri" tabir ettikleri avam tabakasında intibaha gelen hamiyet-perverlerini ve havas zalimlerin istibdadına karşı hücum eden hürriyet-perverlerin mütefekkir kısımlarını ezmeye vasıta olduğundan ve dörtyüz seneye yakın Frengistanda ihtilaller ile istirahat-ı beşeriyeyi bozmağa ve hayat-ı içtimaiyeyi zir ü zeber etmeğe bir sebep telakki edildiğinden; o mezhebe, dinsizlik namına değil, belki Hristiyanlığın diğer bir mezhebi namına hücum edildi. Ve tabaka-i avamda ve feylesoflarda bir küsmek, bir adavet hasıl olmuştu ki; malum hadise-i tarihiye vukua gelmiştir. Halbuki: Din-i Muhammedi (A.S.M.) ve Şeriat-ı İslamiyeye karşı; hiçbir mazlumun, hiçbir mütefekkirin hakkı yoktur ki, ondan şekva etsin. Çünkü onları küstürmüyor, onları himaye ediyor. Tarih-i İslam meydandadır. İslamlar içinde bir iki vukuattan başka dahili muharebe-i diniye olmamış. Katolik mezhebi ise, dörtyüz sene ihtilalat-ı dahiliyeye sebep olmuş. M.)
Catholik.
Papist.
Roman catholic.
Catholic.
popinjay
- Züppe, papağan, papağan şeklindeki ok hedefi
- Züppe kimse: papağan şeklinde ok hedefi.
pop
- Halkın arasında yaşayan motiflere, ögelere yer veren, onlardan yararlanan (kültür), popüler.
- Bas gitarda, telleri tınlatan elin genellikle işaret veya orta parmağı ile bir telin asılınması ve genellikle hemen ardından susturulması yöntemi.
Hit a pop-fly; 'He popped out to shortstop'.
Make a sharp explosive noise; 'The cork of the champagne bottle popped'.
Fire a weapon with a loud explosive noise; 'The soldiers were popping'.
Cause to make a sharp explosive sound; 'He popped the champagne bottle'.
Appear suddenly or unexpectedly; 'The farm popped into view as we turned the corner'; 'He suddenly popped up out of nowhere'.
Put or thrust suddenly and forcefully; 'pop the pizza into the microwave oven'; 'He popped the petit-four into his mouth'.
Release suddenly; 'pop the clutch'.
Hit or strike; 'He popped me on the head'.