poise s.t. on ne demek?

  1. Bir şŸeyi -in üzerine dengeli bir şŸekilde koymak/yerleşŸtirmek/oturtmak: She poised the water jar on her head. Testiyi dengeli bir şŸekilde başŸının üzerine koydu.

poise

  1. Asılı durmak, havada durmak
  2. Hazırlamak; hazırlanmak
  3. Dik tutmak (baş), kaldırmak (baş)
  4. Hareketsiz tutmak; hareketsiz durmak
  5. -i (belirli bir şekilde) tutmak
  6. Itidal, soğukkanlılık
  7. Dengede tutmak, dengelemek
  8. Denge sağlamak, muvazene temin etmek
  9. Hazır tutmak
  10. Dik tutmak, kaldırmak

poised

  1. Denge sağŸla(mak)
  2. Dengede tutmak, dengelemek, asılı durmak, havada durmak, dik tutmak (baş), kaldırmak (baş)

on

  1. Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
  2. Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
  3. Dokuzdan bir artık.
  4. Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
  5. (en)-one.
  6. (en)Deca-.
  7. (en)In progress; proceeding; as, a game is on.
  8. (en)In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
  9. (en)With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
  10. (en)Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

poisepoisedpoised forpoisonpoison control centerpoipoignancypoignantpoignantlypoikilergazis.t.b.
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın