oyun ne demek?

  1. Vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence.
  2. Kumar

    Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar.

    P. Safa
  3. Şaşkınlık uyandırıcı hüner.
  4. Tiyatro veya sinemada sanatçının rolünü yorumlama biçimi.
  5. Müzik eşliğinde yapılan hareketlerin bütünü

    Büyük annem yeni dansları eski kabakçı Arapların oyunu kadar bile güzel bulmuyor.

    H. E. Adıvar
  6. Seslendirilmek veya sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, temsil, piyes.
  7. Bedence ve kafaca yetenekleri geliştirmek amacıyla yapılan, çevikliğe dayanan her türlü yarışma.
  8. Güreşte rakibini yenmek için yapılan türlü biçimlerde şaşırtıcı hareket.
  9. Oyunluktaki belli bir kimseyi canlandırma işi
  10. Bu işin yapılış biçimi.
  11. Kökeninde ve gelişiminde, tarihsel, toplumsal, ekonomik vb. etkenlerden bazılarını taşıyan, kadın erkek bir arada ya da ayrı ayrı, tek tek ya da topluca, genellikle müzik eşliğinde yapılan uyumlu vücut devinimlerinden oluşan evrensel halk kültürü ürünü. bk. halk kültürü, evlenmeoyunu, ölümoyunu, erlikoyunu, erginlikoyunu.
  12. Uzak bir amacı ya da ileriye dönük bir memnunluk duygusu ile ilişkisi olmayan, amacı özünde bulunan zevk verici herhangi bir etkinlik.
  13. (en)Game.
  14. (en)Performance.
  15. (en)Stage play.
  16. (en)Acting.
  17. (en)Dance.
  18. (en)Sport.
  19. (en)Trick.
  20. (en)Canard.
  21. (en)Device.
  22. (en)Frolic.
  23. (en)Hoax.
  24. (en)Presentment.
  25. (en)Representation.
  26. (en)Wheeze.
  27. (en)Dodge.
  28. (en)Piece.
  29. (en)Prank.
  30. (en)Ruse.
  31. (en)Sell.
  32. (en)Show.
  33. (en)Spectacle.
  34. (en)Wiles.
  35. (en)Drama.
  36. (en)Deception.
  37. (en)Joke.
  38. (en)Theatrical presentation.
  39. (en)Folk dance.
  40. (en)Movement designed to throw one's opponent off guard.
  41. (en)Artifice.
  42. (en)Chicane.
  43. (en)Delusion.
  44. (en)Fetch.
  45. (en)Filmization or filmisation.
  46. (en)Frisk.
  47. (en)Hand.
  48. (en)Jape.
  49. (en)Lark.
  50. (en)Play.
  51. (al)Darstellung, Darstellerbesetzung, Spiel
  52. (fr)Danse
  53. (fr)Interprétation, jeu

oyun alanı

  1. Maçların yapıldığı yer, oyun sahası.
  2. Ayaktopu oyununun oynandığı, uzunluğu en az 90, en çok 120, genişliği ise en az 45, en çok 90 m. olan toprak ya da çimle kaplı düz yer.
  3. (en)Field, field of play.
  4. (en)Play area.
  5. (en)Playground.

oyun alanı ışıldağı

  1. Açık havada, gece oynanan oyunlarda oyun alanını aydınlatan aygıt.
  2. (en)Acting-area lantern, acting-area instrument.
  3. (fr)Tromblon

Türetilmiş Kelimeler (bis)

oyun alanıoyun alanı ışıldağıoyun almakoyun araçlarıoyun arkadaşıoyun ayarlarıoyun ayarlarını yaparoyun babasıoyun bağlamaoyun bağlamakoyu belirten vasıtaoyuğa koymakoyukoyuk açmakoyuk ispit
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın