outhouse ne demek?
- Ayrı kulübede apteshane
- Çiftlikte asıl binadan ayrı ufak bina
- Çoğ
ayrı
- Yerleri bir olmayan.
- Başka, başka türlü.
- Birbirinden farklı.
- Yalnız, tek başına.
- Irak, uzakta kalmış, atılmış, mechur, cüda.
- Yalnız, münferit.
Apart.
Separate.
Unconnected.
Divided.
outhouses
- Müştemilat
out
- Dışarı çıkarmak, çıkarmak, dışarı atmak, kovmak, nakavt etmek
- Ünlem,, dışarı dışarıda
- Dışarıya
- Dışında
- Arasından
- Meydana, ortaya
- Sız (kalmış)
- Bütün bütün, tamamen: sonuna kadar
- Yüksek sesle
- Edat dışarıya, dışarıda