oruç tutma ne demek?

  1. Kutsal sayılan günlerde ve zamanlarda, erginleme törenlerinde, kimi büyüsel işlemlerde, belirli bir süreyi gerektiren yeminlerde, ya bütün gün hiç bir şey yememe ya da belirli şeyleri yemeden, içmeden kaçınma.
  2. (en)Fasting.
  3. (fr)Jeûne

oruç tutmak

  1. Oruç ibadetini yerine getirmek.
  2. Oruç ibadetini yerine getirmek: “Bütün sene cumadan gayri günlerde oruç tutarım.” -R. N. Güntekin.
  3. (en)Fast.

oruç açmak

  1. Vakti gelince oruç bozmak, iftar etmek.
  2. Vakit geldiğinde oruç bozmak, iftar etmek.
  3. (en)Break one's fast.

tutma

  1. Destekleme.
  2. Yanaşma.
  3. Markaj.
  4. Tutmak işi.
  5. Herhangi bir vücut bölümünü belli bir duruşta, ölçülü olmak koşuluyla bir süre devinimsiz bırakma.
  6. Bir resmi, kendinden önceki ya da sonraki resmin durumuna tıpatıp uygun duruma yerleştirme.
  7. Karşı takımın bir oyuncusunun kımıldamasına engel olacak şekilde, bedenle yapılan abanma hareketi.
  8. (en)Catchment.
  9. (en)Registration.
  10. (en)Redemption.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

oruç tutmakoruç açmakoruç bozmakoruç günüoruç süresioruçoruç yemekoruçluoruçsuzoruçukorucunda olmaktutmatutma akımıtutma aletitutma anodututma deneyitutma döngüsütutma ışınıtutma komutututma kuyruğututma modututtut kelin perçemindentut tuttutacaktutaç
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın