olağanüstü aşınma payı ne demek?

  1. Yangın, deprem, su basması gibi olaylar sonucunda değerinin tamamını ya da bir bölüğünü yitirmede, yeni buluşların etkisi altında teknik verim ve değerleri düşerek tüm olarak ya da bir bölüğü ile işe yaramaz bir duruma gelmede; zorunlu bir çalışma yapmaları nedeniyle fazla yıpranmada; bu taşınır ve durağan değerlerle, haklara ilgililerin baş vurmaları üzerine Maliye Bakanlığınca verilen yüksek oranlıolağanüstü aşınma payı.
  2. (en)Extraordinary depresiation.
  3. (fr)Amortissement extraodinaire

olağanüstü

  1. Alışılmıştan, benzerlerinden farklı olan, fevkalade
  2. Beklenmedik bir zamanda yapılan, önceden tasarlanmamış olan, fevkalade
  3. Büyük bir hayranlığa yol açan, harikulade
  4. (en)Extraordinary.
  5. (en)Extreme.
  6. (en)Supernatural.
  7. (en)Supernormal.
  8. (en)Incredible.
  9. (en)Exceptional.
  10. (en)Remarkable.

olağanüstü algılama olan

  1. (en)Extrasensory.

aşınma

  1. Aşınmak işi.
  2. Erozyon.
  3. Bkz. aşınım.
  4. Metal veya alaşımların çevreleriyle tepkimeye girerek elektrokimyasal bozunmaları. Bu bozunma asit veya bazların etkisiyle hızlanır. Korozyon sonucunda çok kere metal oksitleri oluşur. Aluminyum ve paslanmaz çelik durumunda oluşan oksit daha ileri bozunmayı önleyici etki gösterir. Nemin katalizlediği demirin paslanması korozyon için iyi bir örnektir.
  5. Belli bir yüzey üzerindeki epitelin kaybı, deri veya mukoza üzerinde sınırlı bir bölgenin epitelden mahrum oluşuyla belirgin durum, erozyon.
  6. Ekolojik faktörler nedeniyle toprağın verimli tabakasının bulunduğu yerden, su, rüzg
  7. (en)Corrosion.
  8. (en)Detrital.
  9. (en)Abrasion.
  10. (en)Erosion.

pay

  1. Birden fazla kişi arasında bölüşülmüş bir bütünden, bu kişilerin her birine düşen bölüm, hisse.
  2. Eşit bölüm.
  3. Bayağı kesirlerden birinin eşit parçalardan kaç tane alındığını gösteren sayı: paydanın üstüne yazılarak yatık bir çizgi ile ondan ayrılır.
  4. Ayak
  5. (en)Apportionment.
  6. (en)Hence, figuratively: To compensate justly; to requite according to merit; to reward; to punish; to retort or retaliate upon.
  7. (en)To discharge, as a debt, demand, or obligation, by giving or doing what is due or required; to deliver the amount or value of to the person to whom it is owing; to discharge a debt by delivering.
  8. (en)To discharge or fulfill, as a duy; to perform or render duty, as that which has been promised.
  9. (en)To give or offer, without an implied obligation; as, to pay attention; to pay a visit.
  10. (en)To give a recompense; to make payment, requital, or satisfaction; to discharge a debt.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

olağanüstüolağanüstü algılama olanolağanüstü amortismanolağanüstü bir biçimdeolağanüstü bir şekildeolağanüstü bölgeyi tahliye eden kimseolağanüstü bütçeolağanüstü bütçe geliriolağanüstü bütçe gideriolağanüstü bütçe harcamasıaşınmaaşınma dayanımıaşınma direnciaşınma dönemiaşınma morfolojisiaşınma payıaşınma payı ayırcasıaşınma payı değeriaşınma payı karşılığıaşınma payı oranıaşın yüksek sıklıkaşınaaşındıranaşındırganaşındırıcı
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın