obliger ne demek?
- Iyilik eden kimse
iyilik
- İyi olma durumu, salah.
- Karşılık beklenilmeden yapılan yardım, kayra, lütuf, kerem, ihsan, inayet
- Sağlığı yerinde olma durumu, esenlik.
- Yarar veya elverişlilik, nimet.
Favor.
Favour.
Goodness.
Kindness.
Beneficence.
Kindliness.
oblige
- Zorunlu kılmak, zorunda bırakmak
- Bağlamak (anlaşma vb.)
- Zorunda bırakmak
- Mecbur etmek, zorlamak
- Minnettar kılmak
- İyilik etmek, memnun etmek
oblige with
- Razı olmak, kabul etmek