nefessiz ne demek?
Out of breath.
out
- Dışarı çıkarmak, çıkarmak, dışarı atmak, kovmak, nakavt etmek
- Ünlem,, dışarı dışarıda
- Dışarıya
- Dışında
- Arasından
- Meydana, ortaya
- Sız (kalmış)
- Bütün bütün, tamamen: sonuna kadar
- Yüksek sesle
- Edat dışarıya, dışarıda
nefessiz kalmak
Have lost one's wind.
nefes
- Soluk.
- Şifa amacıyla hastaya dua okuma.
- Sigara, pipo içilirken içe çekilen duman
- Canlılık, hayat belirtisi
- Bektaşi ve Alevilerin görüş ve düşüncelerini belirtmek için yazılmış şiir.
- Soluk, üfürülen hava. Soluma, soluk verip alma.
Breath.
Exhalation.
Whiff.
Wind.