livein ne demek?
- Iş yerinde oturan
- Iş yerinde oturmayı gerektiren (vazife)
- Protesto maksadıyle bir süre umumi bir yerde oturma.
iş
- Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma
- Bir değer yaratan emek.
- Birinden istenen hizmet veya birine verilen görev
- Sanayi, ticaret, tarım, maliye vb. alanlara ilişkin ekonomik etkinliklerin bütünü.
- Kamu yararına yapılan işler.
- Herhangi bir yere düzen verici, günlük yaşayışı sağlayıcı her türlü çalışma.
- Geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma, meslek
- İş yeri
- Bir mal veya hizmet üretmek için harcanan emek.
- Tarım, sanayi ve hizmetler gibi çeşitli iktisadi alanlarda yürütülen etkinlikler.
live
- Canlı, naklen
- Hayat dolu
- Yaşamak
- Oturmak, ikamet etmek
- Geçinmek, ömür sürmek
- Canlı, diri, zinde, hayat dolu
- Hayata ait, yaşayanlara ait
- Beslenmek
- Geçirmek, sürmek live a double life iki yüzlü hayat yaşamak
- Sağ olmak, hayatta olmak
live a dogs life
- Başı dertten kurtulmamak, köpek gibi sürünmek