kuşkulu ne demek?

  1. Kuşku belirten, kuşku anlatan, şüpheli

    Demir parmaklıklı penceresinden içeriye kuşkulu bir göz atıyordum.

    Y. K. Karaosmanoğlu
  2. Kuşku içinde olan, şüpheli

    Beynimizde biriken bayağı ve kuşkulu fikirleri çam kokularına sürünmüş nazlı hava alıp götürdü.

    Refik Halit Karay
  3. Kuşkucu.
  4. (en)Questioning.
  5. (en)Sceptical.
  6. (en)Suspicious.
  7. (en)Uncertain.
  8. (en)Debatable.
  9. (en)Distrustful.
  10. (en)Arousing suspicion.
  11. (en)Unlikely.
  12. (en)Disputable.
  13. (en)Doubtful.
  14. (en)Dubious.
  15. (en)Equivocal.
  16. (en)Incredulous.
  17. (en)Questionable.

kuşkulu alacak

  1. Önelleri gelmiş çeşitli nedenlerle ödenememiş olan borçlar.
  2. (en)Doubtful debt.
  3. (fr)Créance douteuse

kuşkulu alacaklar

  1. Yargı ya da yürütme döneminde bulunan anlaşmazlıklı alacaklar.
  2. Öneli üç kere uzatıldığı halde alımı sağlanamayan belgitli alacaklar.
  3. Yapılan yazılı uyarılara karşı borçlusunca ödenmeyen belgitsiz alacaklar.
  4. Veresiye üzerine alıcıyla geniş ölçüde işlem yapan satıcının yıllık sayışımlarında kuşkulu bulduğu alacaklar.
  5. (en)Doubtful debts.
  6. (fr)Créances douteuses

Türetilmiş Kelimeler (bis)

kuşkulu alacakkuşkulu alacaklarkuşkulu biçimdekuşkulu cinsiyetkuşkulu genital yapıkuşkulu tanıkuşkulu uyku evin bekçisidirkuşkulandırmakuşkulandırmakkuşkulandırmamakkuşkulanmakuşkulanmakkuşkukuşku duymakkuşku ile karşılamakkuşku uyandırankuşku uyanmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın