kolçaklı sandalye ne demek?

1. Taşıyıcı kısımları masif malzemeden yapılan, oturma yüzeyi ve arkalığı genellikle elastik olan tek kişinin oturabileceği mobilya.

kolçak

1. Ceket veya gömlek kollarının kirlenmesine engel olmak için bilekten dirseğe kadar geçirilen eğreti kolluk.
2. Yalnız başparmağı ayrı, diğer dört parmağı bir örülmüş yün eldiven.
3. Koltuk veya iskemlenin kol konacak parçası
4. Kola geçirilen işaretli bağ, pazubent.
5. Zırhın kola geçirilen parçası.
6. Genellikle koltuklarda, bazen de sandalyelerde bulunan, kol dayamaya yarıyan eleman.
7. Bk. kolçak
8. Yiğit, mert, yürekli, koçak.
9. Kola geçirilen kolluk.
10. Mitten.

kol

1. İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm.
2. Koyun, dana, kuzu vb.nde ön ayağın üst bölümü.
3. Giysinin kolu saran bölümü
4. Ağaçlarda gövdeden ayrılan kalın dal.
5. Makinelerde tutup çevirmeye, çekmeye yarayan ağaç veya metal parça.
6. Bazı çalgıların elle tutulan sap bölümü.
7. Bir koltukta, bir divanda kol dayamaya yarayan parça.
8. Bir şeyin ayrıldığı bölümlerden her biri, dal, kısım, branş.
9. Eski alıcı ve göstericilerde, aygıtı çalıştırmak için elle döndürülen, alıcı ya da göstericinin düzeneğini devindiren sap.
10. Foreleg.

sandalye

1. Arkalıklı, kol koyacak yerleri olmayan, bir kişilik oturma eşyası
2. Makam, koltuk, mevki
3. Chair.
4. Office.
5. Post.
6. Position.
7. Seat (right to sit in a legislative body.

Türetilmiş Kelimeler (bis)