kesene payı ne demek?

  1. Katılma yüklenimi.
  2. Kesene parası.
  3. Yaygın ortaklıklarda pay iyesi olma sözleşmesi.
  4. Bir malın yetiştirici ya da yapımcısı ile tüketicisi ve alıcısı arasında bilinen ve çoğunlukla önceden ödenen bir karşılık değerine dayanılarak belirli bir süre için, bir maldan yararlanmak amacıyla yapılan anlaşma ya da sözleşme.
  5. (en)Subscription.
  6. (fr)Abonnement

katılma

  1. Katılmak işi.
  2. İletişim veya ortak davranışta bulunma yoluyla belirli bir toplumsal duruma girme süreci, iştirak.
  3. Yasalardaki yönteme göre, bir davada çıkarları yönünden doğrudan doğruya ilgisi olan üçüncü kişinin davaya karışması.
  4. (en)Intervention.
  5. (en)Accession.
  6. (en)Attendance.
  7. (en)Participation.
  8. (en)Being added.
  9. (en)Addition.
  10. (en)Joining.

kesene kartı

  1. Kesenelere ilişkin işlemlerin düzenli yürütülmesi amacıyla, bu yöndeki koşulları tümüyle kapsayan ve uygulamaları sonuçlarıyla gösteren bilgi verici kart.
  2. (en)Season ticket.
  3. (fr)Carte d'abonnement

kesene ödeği

  1. Güvenceci ya da güvenceliye deniz yoluyla gönderilecek mal için ortaya çıkabilecek dokuncaları belirli bir süre karşılayabilmek amacıyla düzenlenen güvenceli, keseneli ödek.
  2. (en)Floating policy.
  3. (fr)Police d'abonnement

pay

  1. Birden fazla kişi arasında bölüşülmüş bir bütünden, bu kişilerin her birine düşen bölüm, hisse.
  2. Eşit bölüm.
  3. Bayağı kesirlerden birinin eşit parçalardan kaç tane alındığını gösteren sayı: paydanın üstüne yazılarak yatık bir çizgi ile ondan ayrılır.
  4. Ayak
  5. (en)Apportionment.
  6. (en)Hence, figuratively: To compensate justly; to requite according to merit; to reward; to punish; to retort or retaliate upon.
  7. (en)To discharge, as a debt, demand, or obligation, by giving or doing what is due or required; to deliver the amount or value of to the person to whom it is owing; to discharge a debt by delivering.
  8. (en)To discharge or fulfill, as a duy; to perform or render duty, as that which has been promised.
  9. (en)To give or offer, without an implied obligation; as, to pay attention; to pay a visit.
  10. (en)To give a recompense; to make payment, requital, or satisfaction; to discharge a debt.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

kesene kartıkesene ödeğikesenekeseneğe almakkesenekkesenek belgelerikesenek oranlarıkesenekçikeseneke almakkeseneke vermekkesenkesen damarkesen dihakkesen düzlemkesen şeypayı olmakpayın küçük bölümüpayına düşeni yapmakpayına düşmekpayından fazlasını almakpayını almakpaypay bırakmakpay a bribe topay a complimentpay a premium for
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın