kaçak ne demek?
- Bağlı bulunduğu yerden veya yasadan kaçan, uzaklaşanVapurda bir de kaçak Rus ailesi var. A. Gündüz
- Yasaca yapılması yasak olan veya yapılması için gerekli izin alınmayan.
- Yasaca belirtilmiş gerekli gümrük ve vergileri ödenmeden bir yere sokulan veya bir yerden çıkarılan
- Bir kaptan, bir borudan sızan gaz veya sıvı, bir telden kaçan akım.
- Gizlice kaçırılmış olan mal veya madde
- Yasalara, kurallara uymayarak, gizlice
- Yalıtım yetersizliği gibi nedenlerle, bir dizgenden genellikle elektriksel erkenin istenmeyen yönde yitirilmesi.
 Contraband. Contraband.
 Illegal. Illegal.
 Fugitive. Fugitive.
 Runaway. Runaway.
 Furtive. Furtive.
 On the lam. On the lam.
 Truant. Truant.
 Deserter. Deserter.
 Escapee. Escapee.
 Leakage. Leakage.
 Absconder. Absconder.
 Escape. Escape.
 Leak. Leak.
 Bootleg. Bootleg.
 Breakaway. Breakaway.
 Illicit. Illicit.
 Contact fault. Contact fault.
 Runner. Runner.
 Stray. Stray.
 Smuggled. Smuggled.
 Vagabund Vagabund
 Vagabond Vagabond
kaçak akı
 Leakage flux. Leakage flux.
kaçak akım
 Fault current. Fault current.
