itiraz ederek ödemek ne demek?

  1. (en)Pay under protest

pay

  1. Birden fazla kişi arasında bölüşülmüş bir bütünden, bu kişilerin her birine düşen bölüm, hisse.
  2. Eşit bölüm.
  3. Bayağı kesirlerden birinin eşit parçalardan kaç tane alındığını gösteren sayı: paydanın üstüne yazılarak yatık bir çizgi ile ondan ayrılır.
  4. Ayak
  5. (en)Apportionment.
  6. (en)Hence, figuratively: To compensate justly; to requite according to merit; to reward; to punish; to retort or retaliate upon.
  7. (en)To discharge, as a debt, demand, or obligation, by giving or doing what is due or required; to deliver the amount or value of to the person to whom it is owing; to discharge a debt by delivering.
  8. (en)To discharge or fulfill, as a duy; to perform or render duty, as that which has been promised.
  9. (en)To give or offer, without an implied obligation; as, to pay attention; to pay a visit.
  10. (en)To give a recompense; to make payment, requital, or satisfaction; to discharge a debt.

itiraz

  1. Bir düşünce veya kararı benimsemeyerek karşı çıkma
  2. Söylenecek söz, karşı söyleme
  3. Bk. karşıtgörüşlülük
  4. Bk. direni
  5. Karşıtlık. ~ muhâkeme usulü: karşıtlık yargılayışı, karşıtlık yargılama süreci.
  6. Bk. karşıtlama
  7. Bk. karşıdurma
  8. (İtiraz) Kabul etmediğini bildirmek. Bir fikir veya işin olmasını kabul etmemek. (Osmanlıca'da yazılışı: i'tiraz)
  9. (en)Demur.
  10. (en)Deprecation.

itiraz dilekçesi

  1. (en)Bill of exception.

erek

  1. Gerçekleştirmek için tasarlanan ve erişmek istenilen şey, amaç.
  2. Alıcı ışıtacının, üzerinde elektronik görüntü oluşan bölümü.
  3. Almaçlarda görüntülüğün iç çeperi.
  4. Amaç, gaye.
  5. Hedef.
  6. Misvak ağacını çok yediğinden dolayı devenin karnı incinmek.
  7. Eğitim etkinliklerine yön veren, öğrencilere kazandırılması istenilen davranımların oluşumunda hep göz önünde tutulan ve önceden düşünülen sonuç.
  8. Bir iş yapılırken, bir eyleme geçilirken varılmak istenilen son.
  9. (en)Aim.
  10. (en)Goal.

ödemek

  1. Bir alışveriş ilişkisinde, borcu alacaklıya vermek, tediye etmek
  2. Bir alışverişte alınan şeyin karşılığını alacaklıya vermek.
  3. Bedelini vererek bir zararı karşılamak, tazmin etmek.
  4. Bir iş, bir kuruluş harcanan, yatırılan parayı çıkartmak, itfa etmek.
  5. Bir işin, bir görevin karşılığını vermek
  6. Bir şey karşısında fedakârlık etmek, bir şey elde etmek için özveride bulunmak.
  7. (en)Settle.
  8. (en)Indemnify.
  9. (en)Repay.
  10. (en)Pay for.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

itirazitiraz dilekçesiitiraz edenitiraz eden kimseitiraz edilebiliritiraz edilemezitiraz edilmeyenitiraz ediyorum sayın yargıçitiraz etitiraz etmeitirafitiraf edenitiraf eden kimseitiraf edildiği gibiitiraf edilenedereder artırımıeder artışıeder biçmeeder çizelgesiedeedeagusedebedebaliedebamuz
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın