inatlaşmak ne demek?
- Karşılıklı inat etmek.
- İnat etmek
Soğukluğu kırmak için bir hafta, bazen iki hafta inatlaşacaktın...
Ç. Altan To behave stubbornly towards each other.
To behave stubbornly towards sb.
To be obstinate with each other.
karşılıklı
- İki kişi veya iki topluluğun arasında geçen ve karşılaşılan harekete eş değer bir hareketle beliren, mütekabil.
- Birbirine karşı bulunan
- Birbirlerine karşılık olarak
- Birbiriyle ilgili olarak.
- Eşitlik gibi her iki yönde geçerli olan (bağlantı). (Ör. a b ye eşitse b de a ya eşittir.)
- Koşullu önermelerde koşulun sonuç, sonucun koşul olmasıyle kurulan (önerme). (Ör. Bir üçgen eşkenarsa üç açısı birbirine eşittir; bir üçgenin üç açısı birbirine eşitse o üçgen eşkenardır.)
- Kaplamları aynı olan (kavramlar). (Ör. eşkenarlı üçgen-eşaçılı üçgen.) bk. eşgeçerli, eşdeğerli
Reciprocating.
Opposing.
Opposed.
inatlaşma
- İnatlaşmak işi, dayatışma.
inatlaşılmak
- Karşılıklı olarak inat edilmek.