in stream ne demek?
- Oluk oluk
oluk
- Bir şeyin akmasına yarayan üst yanı açık boru.
- Yağmur sularını damların kenarlarına toplayıp akıtan yatay konumlu, genellikle çinko boru
- Bir şeyin üzerinde oyulmuş yol.
- Ay yüzeyinde görülen uzun yarıklardan her biri.
- Ateşsiz silahların hedefe birden fazla batırılmasına olanak sağlayan, namlu boyunca veya namlunun bir bölümüne kadar uzanan yiv.
- Elektriksel imlerin aktarılmasında kullanılan, tek ya da iki yönde olabilen tek yol (alıcı oluğu, ses oluğu, seslendirme oluğu, yinelenim oluğu, vb.). TV
- Bir televizyon yayınında resim yayını ile buna bağlı ses yayınının kapsadığı yinelenim kuşağı; televizyon kuşaklarının ayrıldığı bölümlerden her biri.
- Olgun, olgunlaşmış.
- Irmak.
- Çay ve dereden küçük akarsu.
in straits
- Müthiş sıkıntıda
in strict confidence
- Tam bir gizlilik içerisinde
stream
- Aralıksız sürmek
- Dalgalanmak, uçuşmak
- Akarsu, dere, çay, ırmak
- Akıntı
- Akım, cereyan
- Gidiş
- Akmak, sel gibi akmak
- Akar gibi girmek veya geçmek
- Dalgalanmak (bayrak)
- Uzanmak
Türetilmiş Kelimeler (bis)
in straitsin strict confidencein strict privacyin strident tonesin stagesin state of fluxin state of neglectin state of undressin state of unrepairinin a bad conditionin a bad fixin a bad lightin a bad moodin a bad temperin a bad wayin a big hurryin a big wayin a bodyii 0i accepti adore youi agreestreamstream bedstream of consciousness novelstreamerstreamer headlinestreamingstreaming mediastreaming modestreaming pontentialstreaming potentialstreakstreak of bad luckstreak of lightningstreak of luckstreaked