in shock ne demek?
- Şokta, şoka girmiş, şok içinde, şoke bir halde, bir kaza veya travma sonrası büyük bunalım içinde; şaşırmış, şaşırtılmış, sarsılmış
in shore
- Kıyıya yakın, karaya yakın
in short
- Kısaca, kısacası, uzun lafın kısası
shock
- Ekin yığını (dikey duran bağlanmış birçok ekin demeti).
- Şok etmek.
- Bkz. şok
- Kalbini kırmak, şok etmek, sarsmak, şaşırtmak, sarsılmak, darıltmak, dehşete düşürmek, elektrik çarpmak, elektroşok uygulamak, demet yapmak, balyalamak
- Şiddetle çarpmak
- Nefret veya korku vermek
- Iğrendirmek, müteessir etmek
- Elektrik akımına çaptırmak
- Sadme, darbe, vuruş
- Sarsma, sarsıntı
Türetilmiş Kelimeler (bis)
in shorein shortin short coursein short orderin short supplyin shapein sack and ashesin sackcloth and ashesin sailin saltin scaleinin a bad conditionin a bad fixin a bad lightin a bad moodin a bad temperin a bad wayin a big hurryin a big wayin a bodyii 0i accepti adore youi agreeshockshock absorbershock absorber armshock absorber oilshock absorber valveshock and error modelshock cordshock excitationshock grenadeshock hazardshoshoahshoalshoal of fishshoal water
