işi kıvırmak ne demek?
Fill the bill.
fill
- Yağmur yağmayıp ot bitmeyen yer, otsuz yer.
- Doldurmak, şişirmek, doyurmak, dolgu yapmak, dolmak, şişmek
- Doldurmak, tatmin etmek
- Yapmak, icra etmek
- Işgal etmek, tutmak
- Dolmak, doymak, kabarmak, şişmek
- Hazırlamak (reçete)
- Dolumluk, doyumluk, dolduracak miktar
- Toprak tesviyesinde kullanılan toprak veya moloz
işi ağırdan alma
- Acele etmemek, bir işi yapmak için isteksiz görünmek.
Go slow.
işi ağırdan almak
- Acele etmemek, bir işi yapmak için isteksiz görünmek.
Dilly dally.
kıvırmak
- Herhangi bir şeyi bükmek
- Kenarından katlamak.
- Bir giysinin veya kumaşın kenarını bükerek tersinden dikmek.
- Kalçalarını iki yana sallayarak oynamak veya yürümek.
- Uydurup söylemek.
- Sapmak.
- Yapmak istememek, yan çizmek.
- Başarmak, başa çıkmak, becermek, hakkından gelmek
To crinkle.
To dance/walk in a sexy way.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
işi ağırdan almaişi ağırdan almakişi ahbaplığa dökmekişi aksi gitmekişi Allaha kalmakişi azıtmakişi başından aşkınişi başından aşmakişi berbat etmekişi bırakmaişiş acentasıiş açmakiş adamıiş adayıkıvırmakkıvırmakıvırmamakkıvırkıvır kıvırkıvır zıvırkıvıra kıvırakıvırarakkıvılkıvıl kıvılkıvıl akımkıvıl alankıvıl kaydırım