içermek ne demek?

1. İçine almak, içinde bulundurmak, ihtiva etmek

   Yarım Adam adlı romanı ise kültür yoğunluğu içeren değerli bir denemedir.

   H. Taner

2. Bir şey, başka bir şeyin varlığını gerektirmek, biri ötekini ister istemez düşündürmek, tazammun etmek.
3. Contain.
4. Include.
5. Implicate.
6. Imply.
7. Enclose.
8. Comprise.
9. Cover.
10. Embody.
11. Encapsulate.
12. Incapsulate.
13. Inclose.
14. Number.
15. Span.
16. Store.
17. Subsume.
18. Carry.
19. Count.
20. Embrace.
21. Involve.
22. To include.
23. To contain.
24. To comprise.
25. To cover.
26. To involve.
27. To embrace.
28. To embody.
29. To imply.

içerme

1. İçermek işi, tazammun, ihtiva.
2. Mantıksal bağıntı olarak, bir şeyin başka bir şeyi kendi kapsamı içine alması. // Bu anlamda: a. Bir bilgi konusu kendisinden zorunlu olarak çıkan bir başka bilgi konusunu içerir. (Ör. Yerçekimi yasası, cisimlerin düşüşünü içerir.) b. Kapsamı daha geniş olan kavram, kapsamı içine giren bütün kavramları içerir. (Ör. Cins kavramları tür kavramlarını, tür kavramları birey kavramlarını içerir.)
3. Implication.
4. Implication
5. Implicatio

içerme fonksiyonu

1. Bk. içerme gönderimi.

Türetilmiş Kelimeler (bis)