hidrostatik basınç ne demek?
- Su basıncı
Hydrostatic pressure.
su
- Yaşam kaynağı.
- Bu sıvıdan oluşan kitle, deniz, akarsu
- Meyve, sebze vb.nin sıkılmasıyla elde edilen sıvı.
- Bazı kokulu yaprak veya çiçekler imbikten çekilerek elde edilen kokulu sıvı.
- Yemeğin sulu bölümü
- Hidrojenle oksijenden oluşan, oda sıcaklığında sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde, ab.
- Demir araçları ateşte kızdırdıktan sonra, suya daldırılarak sağlanılan sertlik.
- Sutaşı.
- Bkz. çay.
- H2O; yer yüzeyinin en büyük bölümünü oluşturan, kimyaca çok kalımlı, renksiz, kokusuz, tatsız sıvı.
hidrostatik
- Sıvıların dengesini ve kaplar üzerine yaptıkları basıncı inceleyen fizik dalı.
- Sıvıların dengesiyle ilgili olan.
- (Yun. hydor: su; statikos: durmaya sebep olmak) Suda yaşayan böcek lârvalarının hava keseleri gibi suda yüzmelerini sağlayan organları.
- Dengedeki sıvılarla ilgili çalışma alanı.
- Suda sabit bir biçimde kalabilme ve yüzebilme.
Hydrostatics.
Hydrostatic.
Hydrostatische
Hydrostatique
hidrostatik tahrik
Hydrostatic drive
basınç
- Bir yüzey üzerine etkide bulunan gücün yüz ölçümü birimine düşen miktarı, tazyik.
- Bkz. havayuvarıbasıncı
- Bir akışkanın değdiği yüzeye uyguladığı itme kuvvetinin birim yüzeye düşen tutarı.
- Birim alan başına dik olarak düşen kuvvet.
- (Bak: Tazyik)
Pressure.
Compression.
Strain.
Stress.
Thrust.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
hidrostatikhidrostatik tahrikhidrostatik tapahidrostatikle ilgilihidrosalinhidrosalpenkshidrosalpinkshidrosefalhidrosefalibasınçbasınç atrofisibasınç azaldıbasınç azaltma hücresibasınç bayırlığıbasınç besleme borusubasınç birimibasınç borulu reaktörbasınç bölgeleribasınç çatlağıbasınbasın ahlak yasasıbasın ajansıbasın ataşesibasın bildirisi