hiç karışmamak ne demek?
Let well alone.
let
- Bk. lineer enerji transferi
- Dayak, kötek.
- Atmak.
Rented room or apartment (British); obstacle, hindrance; play which is invalid and must be repeated (in tennis and other net games).
- Bırak olsun!, bırak yapsın!
- Bırakmak, izin vermek, meydan vermek, ses çıkarmamak, kiraya vermek, vermek, ihale etmek, kiraya verilmek, dirmek, dürmek
- Sonek -cik, küçültme ifade eder: kinglet kralcık.
- (let, letting) izin vermek, müsaade etmek
- By, through, in ile geçmesine, gitmesine veya gelmesine müsaade etmek
- Kontrata bağlamak
hiç
- Olumsuz yargılı cümlelerde fiilin anlamını pekiştiren bir söz.
- Soru cümlelerinde belirsiz bir zamanı anlatan bir söz.
- Bir soruya açık bir cevap verilmek istenmediğinde cevap cümlesinin başına getirilen bir söz.
- Boş, değersiz, önemsiz olan şey veya kimse.
- F.Değersiz, kıymetsiz. Yok olan, yok denecek kadar az olan.
Nothing.
Not a whit.
At all.
Not a dreg.
Not an iota.
hiç anlamamak
Not to know beans.
karışmamak
Not to interfere