harbouring ne demek?
- Yataklık
yataklık
- Yatak yapmaya uygun.
- Üzerine yatak serilen tahta veya maden kerevet, karyola
- Suçluları barındırma, gizlice yardım etme.
- İşlenmiş bir suça katılmadan, sanığa bilerek barınacak yer gösterme, suçun işlenmesi sonucunda elde olunan nesneleri bile bile alma ve saklama, satın alma ve almaya, satmaya ve saklamaya aracılık etme.
Bedstead.
Harbouring.
Harboring.
Confinement to the bed.
Receiving.
Receiving and concealing.
harbour
- Gütmek, barınmak
- Sığınmak
- Yataklık etmek
- Misafir etmek
- Limanda demirlemek
- Korumak, saklamak
- Suçluyu gizlemek
- Demir atmak
- Barındırmak, beslemek
harbour dues
- Liman vergisi
- Liman ücreti