harap ne demek?

Kökeni: Arapça

  1. Bayındırlığı kalmamış, yıkılacak duruma gelmiş, yıkkın, viran

    Duvarları yıkılmış, çatıları yanmış, harap bir köyün hizasına gelince yaver atından atladı.

    Ö. Seyfettin

    Mezarlığın ortasında altı adet mermer sütunlu harap bir kümbet göze çarpar.

    Sermet Muhtar Alus
  2. Bitkin, yorgun, perişan

    Kiraz yemekten insanlar harap, perişan olurdu.

    R. H. Karay
  3. Çok sarhoş.
  4. (en)Dilapidation.
  5. (en)Ramshackle.
  6. (en)Tumbledown.
  7. (en)Ruined.
  8. (en)Worn out.
  9. (en)Exhausted.
  10. (en)Tired out.
  11. (en)Desolated.
  12. (en)Marred.
  13. (en)In ruins.

harap durumda

  1. (en)In state of unrepair.

harap düşmek

  1. Kötü bir durumla karşı karşıya kalmak

Türetilmiş Kelimeler (bis)

harap durumdaharap düşmekharap edenharap etmeharap etmekharap olmaharap olmakharap olmuşharap olmuş kimseharaplaşmaharahara kiriharabharababadharabat
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın