halsiz bırakmak ne demek?
Tire out, tire to death, prostrate, enfeeble.
halsiz
- Hâli, gücü olmayan, bitkin, dermansız, takatsiz.
- Hâli, gücü olmayan, bitkin, dermansız, takatsiz bir biçimde
Weak.
Languid.
Exhausted.
Sluggish.
Very tired.
Drooping.
Droopy.
Faint.
halsiz düs
Fall loosely
bırakmak
- Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak.
- Koymak
- Bir işi başka bir zamana ertelemek.
- Unutmak.
- Bulunduğu yeri veya durumu değiştirmemek.
- Saklamak, artırmak.
- Bir işin sorumluluğunu, yükümlülüğünü başkasına vermek, görevlendirmek
- Engel olmamak
Break oneself of a habit.
Leave.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
halsizhalsiz düshalsiz düşmekhalsiz düşmüşhalsizcehalsizleşmehalsizleşmekhalsizlikhalshalsanhalsey kazanç dağıtım planıhalsey kazanç tevzi planıhalsey prim planıhalhal aykırılığıhal böyle ikenhal çekerliğihal değişikliğibırakmakbırakmak koyvermekbırakmabırakma alanlarıbırakma bedelibırakma gölgesibırakma kirişibırakbırak allah aşkınabırak allahını seversenbırak artıkbırak konuşsunbırahe