hakikat ne demek?

Kökeni: Arapça

  1. Bir işin doğrusu, gerçek, asıl, esas

    Fakat ben başka bir şey yapacağım, bir şey ki bütün hakikatleri önüme serecek.

    R. H. Karay

    Ayık olmak yani bu hayatı yaşamıyormuş gibi hissetmenin dayanağını hakikat içinde bulmak gereklidir.

    İsmet Özel
  2. Gerçeklik

    Dünyanın döndüğü bir hakikattir.

    S. F. Abasıyanık
  3. Gerçekten

    Beni oyaladı, lakin hakikat adamakıllı içerlemiş.

    M. Ş. Esendal
  4. Gerçek, doğru, gerçekten, doğrusu.
  5. Gerçek olan şey, gerçeklik.
  6. Bir şeyin aslı ve esası, mahiyeti.
  7. Sadakat, doğruluk, bağlılık, kadirbilirlik.
  8. (C.: Hakaik) Bir şeyin aslı ve esası. Mahiyeti. Gerçek. Doğru. Sahih. Künh. Sabit ve vaki.
  9. (en)Fact.
  10. (en)Reality.
  11. (en)Truth.
  12. (en)The true.
  13. (en)Sooth.
  14. (en)Actuality.
  15. (en)Gospel.
  16. (en)Really.
  17. (en)Truly.
  18. (en)Sincerity.
  19. (en)Loyalty.
  20. (en)The truth.
  21. (en)Veracity.
  22. (en)Verity.

hakikat cetveli

  1. Bk. doğruluk çizelgesi

hakikat fonksiyonu

  1. Bk. doğruluk izergesi

Türetilmiş Kelimeler (bis)

hakikat cetvelihakikat fonksiyonuhakikat hilafı şahitlikhakikat kıymetihakikat olmakhakikatbınhakikate uygunhakikatenhakikatguhakikatı furkaniyehakikhakihaki mezarhaki pakhaki renkhaki renkli üniforma
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın