gıcırı bükme ne demek?
- Hemen yetiştirilen, iletilen.
- Zoraki.
- Yersiz, anlamsız.
- Zorla ve çabucak.
- Çok güçlü olan güreşçinin karşısındakini çapraza alıp sürmeden olduğu yerde yenmesi.
hemen
- Bkz. anında
- Çabucak.
- Aşağı yukarı
- Yalnız, sadece.
- Vakit geçirmeden
Immediate.
Prompt.
Immediately.
Instantly.
Directly.
gıcır
- Sakıza kıvamını arttırmak için katılan, kauçuk cinsinden bir madde.
- Yeni.
Brand-new, new.
gıcır gıcır
- Gıcırtı.
- Tertemiz, yepyeni, pırıl pırıl.
- Tertemiz, yepyeni, pırıl pırıl olarak
Very clean.
Brand new.
Spick and span.
bükme
- Bükülmüş kaytan veya iplik.
- Vücudun bir bölümünü yanındaki bölüm üzerine kıvırma, germe karşıtı.
- Bükmek işi.
Bend.
Spinning.
Twist.
Wrench.
Doubling.
Contortion.
Bending twist.