fullness ne demek?
- Doluluk
- Dolgunluk
- Şişmanlık
- Bolluk, çokluk
- Doymuşluk, tokluk
- Kemal, olgunluk
- Tam oluş
- Bütünlük
doluluk
- Dolu olma durumu.
Strike.
Fullness.
Fulness.
Full.
Repletion.
Throng.
full
- Yıkayıp büzmek
- Yıkayıp çektirmek
- Dibek içinde kül ve sabunla dövüp yıkamak
- Bir şeyin dolusu, bir şeyin olgunluk mertebesi
- Dolu
- Meşgul
- Boş olmayan, tutulmuş
- Tok
- Tam, tüm
- Azami derecede
full access
- Tam Erişim